14 Ocak 2014 Salı

ŞİMDİNİN GÜCÜ " ONAYLAMA"



ONAYLAMA NEDİR?  
Onaylama tekniği bir konuda o olayın gerçek olduğu konusunda olumlu bildirimdir. Bir olgunun ya da bir inancın varlığını, “ şimdiki zamanda “kelimeleri kullanarak gerçek olduğuna inanmaktır.  Doğru kelime kullanıldığı takdirde umutlarınızın gerçekleşmesinde değiştirici rol oynar. Kendi kendinize kullandığınız her söz onaylamadır aslında. Tüm içsel konuşmalarımız onaylmaların akıntısıdır. Bizler sürekli bilinçli olarak kelimelerimizi ve düşüncelerimizi onaylarız ve yaşamımızı yeniden yaratmaya yol açarız.
Olumlu kelimeleri ONAYLAMA tekniğini ilk olarak Batı Tıbbında Emile Coue (1857-1926)  tarafından bulunmuş ve ilk kez E.Coue hastaları üzerinde olumlu doğrulama teknikleri kullanmıştır ve hastalarının iyileşmelerinde çok fayda görmüştür.  En önemli doğrulaması  " BEN, HER GÜN VE HER YÖNDEN,  DAHA İYİ VE ÇOK DAHA İYİYİM
Onaylama teknikleri günümüzde kişisel gelişme teknikleri olarak pisikologlar, psikoterapistler, spor hocaları, isteklendirme uzmanları ve ruhsal hocalar tarafından dünyanın dört bir yanında kullanılmaktadır.
Olumlu onaylama cümlelerini bilinçli ve inanarak hergün tekrarlayarak isteklerimizin gerçekleşmesini sağlayabilir, hastalıklarımızdan, korkularımızdan, bağımlılıklarımızdan kurtulabiliririz.

Onaylamalar gerçekten işe yarar mı?   EVET

Seçerek ve düşünerek söylenen gerçek olduğu varsayılarak söylenen olumlu onaylamalarda, bilinçaltı zorunlu olarak sözcüğün iki tepkisinden birisini seçecektir, sözcüğü ya yeniden gözden geçirecektir ya da sözcüğe direnecektir.   Bilinçaltı kolay olanı seçmek ister ve içsel gerçekte kalmayı tercih eder doğruluğunu sorgulamaktan kaçınır. Olumlu onaylama yaparken siz içsel olarak olumsuz tepkinin farkına varacaksınız zira direnci içinizde hissedeceksiniz. Anı derecede eğer sizin deneyiminiz mutluluk ve sağlık üzerine ise zihniniz içgüdüsel olarak yanıt verecek bunun doğruluğuna gerçek olarak varacaksınız. Güçlü duygu hissettiğinizde biliniz ki onaylamanız iş başındadır.
İçten bir inanç ve tutkuyla yapılan sürekli onaylamalar direnç gösteren güçlü OLUMSUZ olanları bile küçük parçalara ayıracaktır. Direnç kırıldıktan sonra bilinçaltınız tekrar merkezde olan inancı inceleyecek üzerinde çalıştığınızla ilgili size bir örnek gönderecektir. Başlangıç etkili olabilir ve düşünceler çok çabuk değişebilir işlevsel olarak içsel gerçeğin yerini alabilir.    Bilinçli olarak onaylamalara güvenmeniz ve bu onaylamaları içinizde derinlere yaymanız çok önemlidir zira onaylamalar gerçekten tekrar programladığınız düşüncelerinizin örneğidir. Onaylamalar düşüncelerinizi, düşünceler üzerindeki duygularınızı değiştirebilir ve çünkü siz görevini yapan inancınızı yeniden olumlu inanaca değiştirebilirsiniz. Onaylamalar sizin dıştaki yaşamınıza yansıtacaktır, deneyimlerinizde, görünüşünüzde güçlü değişimler olacaktır. 
İnançlarımız bizim gerçeğimizi daha büyük halde yaratmamıza neden olur. Sınırlı olan inançlarla elde edinilen kazançlarla yaşayabiliriz fakat fazlasını kazanamayız. Sınırlarınızdan kurtulun ve sınırın yerine potansiyelinizin, kendi gücünüzün sınırlandırmaların çok ötesinde bir güce sahip olduğuna inanın. Bilinçli zihin durumu, bilinçaltına oranla çok daha az bilgiye sahiptir. Bilinçli olarak yapılan eylemler kişinin üzerinde düşündüğü eylemlerdir, bilinçaltı eylemleri ise insanın içgüdüsel eylemleridir. 
Yapılan araştırmalarda insanların 90% oranında düşüncelerinin olumsuz olduğu gözlenmiştir. Burada önemli olan kendimizi nasıl gördüğümüzdür, aslında kendimize baktığımızda yaşantımızın mücadele içinde geçtiğini görürüz ve bu mücadele düşüncelerimize, tavrımıza ve sözcüklerimize yansır. Her olumsuz düşünce ya da sözcükler olumlu onaylamalardan çok daha güçlüdür zira biz bunları kabullenmeye daha yatkınızdır ve bu olumsuzlukları çok daha kolay buluruz. Negatif düşünceler bizim içsel inançlarımızı besler ve onaylar. Bu olumsuz düşünce bombardımanı altında kalan birçok insan negatif düşünceyi değiştirme güç ve dayanıklılığını bulamaz, umutsuzluğa kapılarak olumsuz inançlarına kendilerini hapsederler.
Olumlu Onaylamalar olumsuz inanç ve düşüncelere meydan okumadır. Onaylama sadece sözleri tekrar tekrar söylemekten çok daha fazladır. Olumlu onaylama hergün kullandığınız sözcük ve düşüncelerin farkına varmaktır, olumluyu düşünmek ve dikkati olumluya odaklamaktır.

ONAYLAMALARIN GÜCÜNÜ ARTTIRMAK
*  Gelişmek ve değişmek adına kendiniz hakkında zaman ayırın, düşünün ve düşüncelerinizi not edin, kendinize günlük tutun. Yaşantınız veya kendinizle ilgili önceliğinizi ve dikkatinizi ne “yapmak”  istediğiniz üzerinde odaklayın ne yapmak “istemediğiniz” üzerinde değil.

*  2-Günlük ONAYLAMA yapacağınız cümleleri şimdiki zaman için kullanın. Gün içindeki doğrulama yapacağınız cümleyi iki onaylama için yapın, biliçaltınıza ulaşması için doğrulamalarınıza zaman verin. Hergün tekrarlayın, on ya da yirmi kez hersabah ve her akşam kâğıda yazın

*  Kendinize bir hedef belirleyin, kim olduğunuz, yeteneğiniz ya da varmak istediğiniz amacınızı belirleyin. 3x5cm’lik kart hazırlayın ve karta yazın. Her akşam yatmadan önce bu kartı 12cm-24cm arasında bir mesafede tutarak bu karta 20–30 dakika bakın. Bu işlemi iki hafta boyunca uygulayın

*  4-Belirlediğiniz “ONAYLAMA” yı karta yazın- Kartı devamlı görebileceğiniz yerlere yapıştırın             ( mutfak buzdolabı, yatak odanız, banyo, ayna üzerleri, bilgisayar üzerinde, araba vb.gibi devamlı görebileceğiniz yerlere koyun)

*  5- Aynada kendinize, tam gözünüzün içine bakarak ONAYLAMANIZI yapın. Aynaya bakarak yapılan onaylama kendi kendinize tam anlamıyla mesajı iletir.
*  6- Onaylamalarınız YAZIN. Günde en az 10–20 defa onalamanızı yazmanız aklınıza iyice yerleştirmek için çok etkili yöntemdir.
*  7- Tutkulu olarak sözcüğü söyleyin, şarkı söyler gibi söyleyin
*  8-Doğrulamalarda “BEN” kelimesini kullanın.
*  Örnek: Ben, İmer, BOLLUK VE BEREKET içerisinde yaşıyorum.


OLUMLU ONAYLAMA YÖNTEMLERİ

Şimdiki zaman :  “BEN” ifadesi üç bölüme ayrılır

1-) “BEN “ kim olduğunuzu ifade eder.  

*  Ben GÜÇLÜYÜM

*  Ben GÜVENDEYİM

*  Ben DEĞERLİYİM

*  Ben SAĞLIKLIYIM

*  Ben YETERLİYİM

*  Ben BAŞARILIYIM

*  Ben GÜVENİLİRİM

*  Ben YARATICIYIM

*  Ben SEVGİYİM

*  Ben İYİ BİR İNSANIM

*  Ben AFFEDİCİYİM

*  Ben ÇALIŞKANIM

*  Ben CÖMERTİM

*  Ben CESURUM      

*  Ben DOĞAL YETENEK SAHİBİYİM

*  Ben AKIL SAHİBİYİM

*  Ben GÜZELİM

*  Ben DÜRÜSTÜM

*  Ben ZEKİYİM

2- BEN .. ”e” Bilmek Burada amaçlarınıza ulaşmada kendi yetenek ve gücünüzü başarıyla sonuçlandırmanıza yardım eder.

*  Ben KİLO VEREBİLİRİM

*  Ben SİGARAYI BIRAKABİLİRİM

*  Ben RİSK ALABİLİRİM

*  Ben İYİLEŞTİREBİLİRİM

*  Ben DEĞİŞEBİLİRİM

*  Ben SUÇLULUK DUYGUMUN AKMASINA İZİN VEREBİLİRİM

*  Ben KORKULARIMI SERBEST BIRAKABİLİRİM

*  Ben OLUMLU OLABİLİRİM

*  Ben KAZANABİLİRİM

3- BEN …” cek –cak” Burada kendi geleceğinizle ilgili başarı ve kazanımlarınıza ulaşmayı hedefler

*  Ben her geçen gün kendimi daha çok seveceğim

*  Ben her gün kilo vereceğim

*  Ben bugün doğru besleneceğim

*  Ben her gün daha az sigara içeceğim

*  Ben bugün öfkeme hâkim olacağım.

*  Ben her gün kendimi çok daha iyi hissedeceğim

*  Ben gelişimim için risk alacağım.  Ben kendim hakkında iyi şeyler düşüneceğim

*  Ben kendim hakkında bugün iyi şeyler hissedeceğim

*  Ben bu akşam kolayca uyuyacağım

*  Ben bugün insanlara gülümseyeceğim.  Ben bugün hoşgörülü olacağım

   TIKANIKLARI TEMİZLEME” DOĞRULAMALARI

1.     Ben kararlarımı kolay alırım.

2.     Ben kazanacak çözüm yolu bulurum.

3.     Ben deneyimlerime açıklık getiririm

4.     Ben kendimi suçlama ve acıma duygularımdan serbest bıraktım. Ben gerçekten yaratabileceğimi biliyorum.

5.     Ben yaratıcı olduğumu kabul ediyorum.

6.     Ben yaşantımdan sorumlu olduğumu biliyorum


   SEVGİ VE SEVGİ İLİŞKİLERİ

1.     Ben kendimi ve çevremde olan herkesi seviyorum.

2.     Ben herkese sevgi gönderiyorum.

3.     Başkaları hakkında negatif düşünce ve yargılarımı serbest bıraktım

4.     Her gün yaşantıma sevgi katıyorum, Yaşamın bana sunduğu tüm güzellikleri seviyorum

5.     Ben diğer insanların güzel yönlerini görüyorum.

6.     Ben başkalarını suçlama duygularımı serbest bıraktım

7.     Ben başkalarının yanında mutlu ve huzurluyum

8.     Ben sevgiyle görüyorum, sevgiyle işitiyorum, sevgiyle paylaşıyorum

9.     Yaşamın bana sunduğu tüm güzellikleri seviyorum

10.   Ben SEVGİ Gücüyüm

11.   Ben seviyor, ben seviliyorum

12.   Ben hayat arkadaşımla sevgiyi paylaşıyorum


   KENDİNİ SEVME

1.     Ben özel bir insanım.     

2.     Ben sabırlıyım, ben sakinim, neyi seçersem seçeyim ben kendi merkezimdeyim

3.     Benim tüm duygularım benim bir parçam, ben bütün duygularımı seviyorum

4.     Ben kendime inanıyorum, ben kendime güveniyorum

5.     Ben aynada gördüğüm halimi seviyorum.

6.     Ben her halimle kendimi seviyor ve onaylıyorum. Ben kendim ve dünya ile huzur ve barış halindeyim

7.     Ben akıllıyım. Kendime iyi tavsiyelerde bulunuyorum.

8.     Ben kendimi sevgiyle yetiştiriyorum, Ben içsel sesimi takip ediyorum

      9.  Ben kendimi seviyorum, ben kendimle barışığım

   KENDİNE ŞANS YARATMA

1.     Ben her zaman doğru yerde ve doğru zaman içinde bulunuyorum.

2.     Ben İmer, benim için en iyinin olmasını düşünürüm ve şimdi elde ediyorum.

3.     Ben her zaman her şeyin benim en yüce hayrıma olanını alırım.

4.     Bana her şey iyilikle, kolayca ve çaba sarfetmeden gelir

5.     Bana yaşamın, benim için en iyi olanı vereceğini düşünürüm.

6.     Ben en iyiyi hak ediyorum ve iyilik ŞİMDİ bana geliyor.

7.     Bu verimli evrende hepimize yetecek kadar bolluk ve bereket var.

8.     Ben, İmer, şimdi benim için en büyük isteklerimin gerçekleşeceğini düşünüyorum

9.     Ben, şans ve kısmetin yaşantımın her anında benimle olacağını düşünüyorum

10.   Ben, Allahın yarattığı bolluk ve bereketine kabule açığım.

11.   Ben sadece benim için en iyi olanı gözümün önüne getiririm.

12.   Ben,  benim için en hayırlı olanı şimdi görüyorum.

 

İYİLEŞTİRİCİ ONAYLAMALAR

1.     Benim içimden sevgi akıyor, ben sevginin gücüne inanıyorum

2.     Ben kendimi olayların akışına bıraktım, ben özgürüm

3.     Ben ihtiyaçlarımı sevgiyle yaratıyorum

4.     Sevginin dışındaki tüm sorumluluklarımı serbest bırakıyorum

5.     Benim bedenimin sevgiyle iyileşeceğine inanıyorum

6.     Ben gelecekle ilgili kaygılarımı serbest bırakıyorum, sevgi gücünün mükemmel olayları yaratacağına inanıyorum

7.     Ne zaman korku hissetsem, Ben korkumu seviyorum.

8.     Ne zaman endişeli olsam, ben endişelerimi seviyorum.

9.     Ne zaman kontrol altına alınmam gerektiğini hissetsem, ben kontrol altına alınma duygumu seviyorum




YARATICI GÜC ... "DÜŞÜNCE"

        YARATICI GÜC

“ DÜŞÜNCE ”

İnsan bir eyleme geçmeden önce ilk zihninde tasarlar ve sonuca ulaşmak için düşünür ve düşündüğünü yaratır. Bilinç düzeyindeki eylemde insan üzerinde düşündüğünün farkındadır.

 Bilinç farkında olmaktır, acı duyduğumda, zevk aldığımda, güneşli bir günde kır çiçeklerini seyrettiğimde, bir meyvenin tadını aldığımda, çiçeklerin kokusunu hissettiğimde, bir müzik dinlediğimde, hareket ettiğimde, konuştuğumda,  tüm duyularımın farkındayımdır.

Bilinçaltı eylemler ise insanın bilinç düzeyinde algılaması dışında gelişen eylemleridir, bilinçaltı düzeyinde beden fonksiyonlarını otomatik olarak yürütür (nefes almak, yutkunmak gibi).

Bilinç emirler verir, bilinçaltı verilen emirleri uygular.  Bilinçaltı düşünceleri kaydeder ancak düşünülenin olumlu ya da olumsuz olması onu ilgilendirmez. Düşüncelerin iyi ya da kötü olduğu ile ilgili yorum yapmaz, taraf tutmaz, yargılamaz. Bilincin düşünce olarak yarattığı emirleri yerine getirmekle görevlidir sadece. Bilinçli olarak düşündüğümüz her şey bilinçaltına kaydedilir.

Bilinçaltımız teyp kasetinin özelliklerine sahiptir, bilinçaltının tek görevi kayda almak, saklamak ve kendisinden istendiğinde sakladığı bilgiyi çok daha güçlü olarak geri vermektir.

 Bilinç ve bilinçaltı olarak algılamaya çalıştığımız düşünce aslında bir bütündür. Bilinçaltımız uyumaz, bilinçaltımız dinlenmez o her zaman görevinin başındadır. Düşünce gücümüzle bir hedefi net olarak belirler ve bilinçaltımıza aktardığımızda onun yaratıcı gücünü görürüz.

Bilinçaltımız kendine gelen her tür düşünceyi iyi kötü ayırımı yapmaksızın kabul eder bu yüzden olumlu veya olumsuz her düşünceye daima açıktır. Olumsuz düşünceler, sonunda olumsuzluk üretir, hastalıkla ilgili düşünceler hasta bedenler yaratır.

DiLDE kullandığımız her söz, düşüncelerimizdeki her duygu şimdiki andaki yaşamı algılayışımızı belirler. Yaşama bakış açımız, arzularımız, taleplerimiz,  ilgi alanlarımız, insanlarla ilişkilerimiz bizi bize yansıtır.  Deneyimlediğiniz yaşam koşullarının içsel nedenlerini bulmaya çaba sarf edin. Kendinize zaman ayırın, yaşamınızda yeniye yer açın, düşüncelerinizi serbest bırakın.


 İNSAN DÜŞÜNDÜĞÜ KADARDIR

Bizlere yaratma gücü verilmiştir.
Düşüncelerinin yaratıcısı olarak insan kendi kişiliğini, ihtiyaçlarını, çevre koşullarını kendisi belirler.  İnsan içinde bulunduğu durum ve olayların çevresel koşullardan kaynaklandığını düşünsede yaratılan koşullar insanın düşünce biçiminden kaynaklanır.
Yaşantımızda her ne yaşıyorsak ki bunlar; sevinç, neş’e, keder, umutsuzluk, kaygı, kin, nefret ya da korku olabilir,  yaşadığımız bu duygular bilinçaltımız tarafından kaydedilir ve bilinçaltı geri bildirim için bizlere düşünce yapımıza göre uygun ortam ve koşulları hazırlar. İnsan düşündüğü kadardır ve insanın dışı ne ise içide aynıdır, her insanın yaşadığı ve duyumasadığı Dünya kendi algıladığı kadardır. Yaşama olumlu bakan, olumlu düşünen için yaşam ne kadar kolay sa, olumsuz düşünen için yaşam bir okadar da zordur.

OLUMLU Düşünce modeli sağlıklı bir ruh ve beden halidir –  OLUMSUZ Düşünce modeli ise Hastalıklı bir Beden ve Ruh halidir, ZİRA HASTALIK DÜŞÜNCEDE başlar. Kendi inanç ve tutumlarımız bizim kim olduğumuzu ve ne olacağımızı belirler.

DÜŞÜNMEDEN, ALIŞKANLIK OLARAK KULLANDIĞIMIZ SÖZLER BİZE YARINLARIMIZI HAZIRLAR

 Gündelik hayatta sarf ettiğiniz sözlerinize bugün dikkat edin.  İşte size birkaç örnek;

Çok sıkıcı bir gün, herşey beni boğuyor, yine şanssız bir günümdeyim, hiç halim yok, herşeyden nefret ediyorum,  bugün kötü günümdeyim, ben hastayım, ben salağım, benim hiç şansım yok, ben hiçbirşeyi yetiştiremiyorum(para, iş) , derdimi anlatamıyorum, ben kadersizim, beni kimse sevmiyor, beş parasızım, hiç umutlu değilim, herşey boş, ben herzaman kaybedenim, ben hiç bir işi doğru yapamam, ben aptalın tekiyim vb. Bu sözler size tanıdık geliyormu?

Birçok insan farkına varmadan yapar bunu. Bizler bu tür olumsuz sözleri çocukluğumuz dönemi itibariyle değişik kaynaklardan öğreniriz; aile fertlerimiz, öğretmenlerimiz, arkadaşlarımız, medya kanalıyla, toplumun koyduğu kurallar ve ön yargılarla öğreniriz. Toplumun, çevremizin aile fertlerimizin verdiği bu olumsuz düşünceleri kendi kendimize söylemeye başladığımızda bunlara inanmaya başlarız. Bunun yanında kendi kendimize bazı olumsuz duygu ya da düşünce üretmeye başlarız.
Bazı olumsuz sözleri yaşama daha çok olumsuz bakan bazı insanlar kendileri hakkında devamlı söylerler. Birçok insan kendileri hakkında söyledikleri bu olumsuz sözlere doğru olup olmadığını bakmaksızın inanırlar. Mesela bir sorunun yanıtına yanlış cevap verdiğinde hemen kendi kendine” ben aptalın tekiyim” diyen gibi.
Bu türde olumsuz söylemlerde kendi sözlerinize dikkat edin, nerelerde kendiniz hakkında olumsuz sözler söylüyorsunuz, bir bloknot edinin ve birkaç gün boyunca bu tür söylemlerinizi not edin. Bazı insanlar olumsuz söylemleri daha çok hasta olduklarında, yorgun olduklarında ya da çok stres altında olduklarında söylerler. Olumsuz sözlerin farkına vardığınızda “SÖZLERİN” gerçek olup olmadığının farkına varın. Kendinizi iyi hissettiğiniz bir zamanda not ettiğiniz olumsuz sözler için kendinize şu soruları sorun.
  • Bu duygu, bu düşünce gerçekten doğru mu?
  • Bunu birisi birbaşkaşı için söyleyebilirmi? Eğer söyleyemezse peki ben neden kendime söylüyorum
  • Bu tür düşünceden kendimi nasıl koruyabilirim? Eğer ben kendimi hasta edecek duruma sokuyorsam bu tür olumsuz düşünceyi neden bırakmayayım?
Bir sonraki süreç kendinizle ilgili olumlu ifade kullanmaya başlamanız olacaktır. Olumsuzun yerine olumlu söz. Olumlu ve Olumsuzu bir arada düşünemezsiniz. Kendiniz hakkında olumlu düşündüğünüz zaman olumsuzu düşünmezsiniz. MUTLU, SEVGİ DOLU, SAKİN, RAHAT, HUZURLU, İSTEKLİ, İÇTEN Kelimelerini yaşantınızda harekete geçirin. Serbest bırakma, Çaba Göstermeden kelimelerini kelime haznenize alın. ÇABA GÖSTERMEDEN Kelimesi “kolay, gayretsiz ve neşeyle yaratır.

ÜZGÜN, ENDİŞELİ, KORKMUŞ, YORGUN, SIKINTLI, YOK, ASLA, YAPAMAM, HİÇ BİR ZAMAN kelimesini içeren cümleler kullanmayın. Çok üzgünüm, çok kederliyim, çok dertliyim, çok hüzünlüyüm. Bu kelimeler; sizin karakterinizi, sizin bilinç halinizi, egonuzu, ruh halinizi- kim olduğunuzu tanımlar. Aynı şekilde; HASTALIK kelimesi için de geçerlidir. Hastayım, Yorgunum, Bitkinim, Kendimi Kötü Hissediyorum, Enerjim Tükendi, Güçsüzüm

Olumsuz düşünceyi, olumlu düşünceye çevirebilirsiniz —                           
 *  Her olumsuz düşüncenin farkına vardığınızda bunun tam karşıtı olumlu düşünceye çevirmeye dikkat edin. Hemen üç kez iptal-iptal-iptal deyin ve olumlu söze çevirin
* Sürekli olumlu düşünceleri kendi kendinize tekrarlayın. İmkân bulduğunuz zamanlarda yüksek sesle tekrarlayın, 
* Kâğıda yazın. Yazın ve altına imzanızı atın. Görebileceğiniz yerlere “ buzdalabı üzeri, ayna üzeri, banyo, bilgisayarınızın üzeri” gibi görebileceğiniz yerlere asın. Her gördüğünüzde defalarca okuyun
OLUMSUZ DÜŞÜNCE
OLUMLU DÜŞÜNME
Ben hiçbirşeye layık değilim
Ben değerliyim
Ben hiçbir şeyi başaramıyorum
Ben birçok şeyi başarıyla sonuçlandırıyorum
Her zaman hata yaparım
Birçok şeyi iyi yaparım
Ben aptalım.
Ben akıllıyım
Ben iyi hayatı hak etmiyorum
Ben iyi ve sağlıklı hayatı hak ediyorum
Kendimi kötü hissediyorum
Kendimi çok iyi hissediyorum
Benim hiçbir işim doğru gitmez.
Ben her işimi çaba sarfetmeden yaratırım

   “ŞİMDİ”  YARATMA  

 Kendi yarattığımız söz ve düşünce modeli ile içinde bulunduğumuz anın yaratıcısı ve kahramanı kendimizdir aslında.  Bizim geçmiş olarak düşündüğünüz olaylar Şimdi olan “an”ın zihnimizde depolanmış anısıdır. Biz geçmişi düşündüğümüzde, geçmişte olan bir anıyı yeniden ŞİMDİKİ AN’da yaratırız. Bizler geleceği düşündüğümüzde yine içinde bulunduğumuz ŞİMDİKİ “AN” da yaratırız.  Dünün düşüncesi bize bugünü yaratır,  bugünün düşüncesi ise bize yarını hazırlar ve bizler kendi söz ve düşüncelerimizle geleceği yaratırız.

Şimdi şu anda neyi yaratmak istiyorsunuz! ,sakin bir ortamda içinize dönün ve şu soruları kendinize sorun;

Sağlık mı? Para mı? Huzur mu? Başarı mı? Aşk mı? Önceliğiniz nedir, ilk önce belirleyici olun.

Bir günlük tutun,  duygularınızı ve düşüncelerinizi bu günlüğünüze yazın. Düşünceleriniz nerelerde dolaşıyor, korkuda mı yoksa sevgide mi? Zihninizi izleyin, hangi duygu içerisindesiniz.  Olumlu düşünce gücü SEVGİ, olumsuz düşünce gücü ise KORKUDUR, sevginin olmadığı yerde sevgisizlik değil korku vardır. Sevginin olduğu yerde ise korku barınamaz. Bizler ya severiz ya da korkarız zira sevginin zıttı korkudur.

 Krishnamurti şöyle der; Düşüncenin kendisi korkunun kaynağıdır. Düşünce zamandır, yarının düşüncesi haz ya da acıdır. Düşünce eğer haz verici ise bunu izler ve bunun bitmesinden korkar. Acı verici olduğundaysa bundan kaçınmak korkuyu doğurur. Dünkü acıyı düşünmek, dünkü acının anısını içeren düşünce, yarın yeniden acı çekme korkusunu yansıtır. Dolayısıyla korkuyu oluşturan düşüncedir. Düşünce korkuyu doğurur, düşünce aynı zamanda hazzıda besler. Korku olduğu sürece mutsuzluk kaçınılmazdır. Korkudan herhangi bir şekilde sakınmak yalnızca onu arttırır ve güçlendirir. Korkudan KAÇINMIYORUM, SAKINMIYORUM, BASTIRMIYORUM, DİRENMİYORUM Yalnızca seyrediyorum. Seyrediyorum, korkunun farkındayım.

Sizin korkuya sebep olan düşünceleriniz nelerdir,  KORKULARINIZIN farkına varın. SEVİLMEME mi, GÜVENSİZLİK mi, GÜÇSÜZLÜK, DEĞERSİZLİK mi, KAYBETME mi,YETERSİZLİK mi, BAŞARISIZLIK mı, YANLIZLIK mı, ÇARESİZLİK mi, PARASIZLIK mı,   veya ÖLÜM  mü?  Hangi duygu ve ruh hali içerisindesiniz! 

Benim içimde şu anda neler oluyor?  Bunu dürüst olarak kendinize sorun. Korkularınızı yazın, beni ne korkutuyor? Doğru düşünme ve hissetmeyi yaratma sürecinde bir kararlılık sergilediğimizde, içimizde olanın değişikliği, dış dünyamıza da yansıyacaktır.

OLUMLU DÜŞÜNÜN VE OLAYLARI DÜŞÜNCEDE SERBEST BIRAKIN, YAŞAMINIZDA BİR BOŞLUK YARATIN. YARATILAN BOŞLUK YERİNE MUTLAKA DOLACAKTIR.

DÜŞÜNCE BİR ENERJİ FORMUDUR

Enerji moleküllerden, moleküller atomlardan, atomlar ise atom altı parçacıklardan oluşmuştur. Tüm madde ve varlıkları oluşturan temel yapıtaşı saf bir “enerji” olduğuna göre aslında evrende “cansız” hiçbir şey yoktur.

Maddenin olabilecek en küçük taneciklerinin kuantum tanecikleri olduğu saptanmıştır. Kuantum titreşimlerinden, kuantum tanecikleri, onlardan proton, elektron, nötron, atom, onlardan da molekül, hücre, dokular, organlar ve insan denilen mükemmel varlık ortaya çıkar.

Gördüğümüz, dokunduğumuz kütlesi olan madde; enerjinin düşük frekansta titreşimidir ve enerji frekansı titreşim hızı yükseldikçe bizler tarafından görülmez, duyulmaz, dokunulmaz hale gelir.

İnsan hücrelerindeki atomlar, nötronlar, elektron ve protonlardan meydana gelmiştir, kendi titreşim hızı düşük olduğu için kendini katı bir kütle olarak algılar ancak insan bedeni sadece fizik bedenden meydana gelmemiştir. Fizik bedenin beş duyu organı ile algılayamadığı çok daha yüksek frekanslarda titreşen enerji bedenlerine sahiptir.

Zihin, kuantum titreşimleri halinde enerji yüklü bir potansiyeldir ve uygun gördüğü emirlerle düşünceyi, maddeye dönüştürebilir.

Örnek verecek olursak;  Diyelim ki siz köpeklerden korkuyorsunuz. Yolda yürürken karşınıza bir köpek çıkıyor, köpeklere karşı duyduğunuz bu korku duygusu ile bedeniniz hemen o saniyede adrenalin salgılamaya başlar. Aynı saniye içerisinde sempatik sinir sisteminiz bir anda kan basıncınızı yükseltir ve kalp atışlarınız artar ve ya oradan hemen kaçarsınız ya da kaçmaya çalışırsınız.

Bu örnek Adrenalin denilen bir molekülün, madde olmayan, zihin düzeyindeki bir düşüncenin nasıl maddeye dönüştüğünü göstermektedir. Korku, mutluluk, hüzün, hepsi maddeye dönüşür. Düşünce gücü bir enerji formudur.